4 Ağustos 2010 Çarşamba

Papaz Büyüsü Nasıl Bozulur

Büyücülerin çalışma yöntemleri hâlâ gizemini korumaktadır ancak yine de bazı temel noktalar net bir şekilde bilinmektedir.

Her şeyden önce büyücü, büyü yapmak için, büyüyü yapacağı kişiye ait saç kılı, tırnak ve/ya ona ait bir eşyayı, fotoğrafı kullanır. Bu işlemlerde örneğin saç kılı bir insana ait tüm karakteristik bilgileri (DNA) içermesi nedeniyle çok önemlidir.

Büyücü müşterisinin istekleri doğrultusunda kendi bildiği yöntemleri uygular fakat her büyücü mutlaka cinler aleminden yardım almak zorundadır. Bununla birlikte her büyünün belli bir saatte yapılması gerekir. Bu büyü sırasında yıldızsal enerjinin kullanılması için gerekli bir şarttır.

Büyü formülleri tam açık değilse de, büyücülerin genellikle zehirli otlar, yılan zehri, yarasa kanı, kedi gözü, koyun bağırsağı ve bunlar gibi pek çok nesne kullandıklarını, büyünün gerçekleşmesi için kutsal kitaba doğrudan küfür ettiklerini, ayetleri tersten yazdıklarını, Ku'an'ı komple ateşe atarak yaktıklarını ve bu tarz akla hayale sığmayacak bir çok cesaret gerektiren eylemde bulunduklarını kesin olarak bilmekteyiz.

Bunların dışında büyücü daima pis (cünup) olarak dolaşır ve gusül abdesti almaz.

Çoğu büyücü belli bir süre sonra akli dengesini yitirerek tamamen delirir. Ne yazık ki üzerinde uğraştıkları konunun tabiatı bunu gerektirmektedir.

Bazı kaynaklar büyünün yapılabilmesi için büyücünün kendi kanını ve spermini karıştırarak bunu içmesi gerektiğini de kaydederler.

Tüm bu garip işlemler sonucunda aslında ortaya çıkan çok basit olarak negatif enerji transferidir. 


Büyü, insanın enerjetik bedenine zarar vererek hem ruhsal hem de fiziksel sorunlara neden olan çok ciddi bir hastalıktır. Her hastalık gibi büyünün de tedavi edilmesi ve tekrar bu sorunla karşı karşıya kalmamak için önlemler alınması zorunludur.
Bu konuda söylenebilecek tek söz - büyünün enerji sistemine zarar veren bir eylem olmasından dolayı - ancak ve ancak enerjetik bir tedavi yöntemi uygulanarak ortadan kaldırılabileceğidir.
Kendisine büyü yapılan kişinin enerji dengesi mutlaka bu konuda uzman olan biri tarafından normale döndürülmelidir.  Bu tedavi büyünün etkisini tamamen ortadan kaldıracağı gibi, enerjinin tazelenmesi nedeniyle, aynı kişiye yeniden büyü yapılmasını da zorlaştırır. Fakat ne yazık ki büyünün tekrar edilmesini tümüyle engelleyecek hiç bir yöntem yoktur.
Literatüre kısa bir bakış atmak bu konuda ne kadar farklı ve faydasız yöntemin "kesin çözüm" olarak sunulduğunu görmek için yeterlidir.
Çoğu medyum ve şifacı büyünün çözülmesi için yüzyıllardan beri Kur'an ayetlerinin okunmasını ve yazılarak kişinin üzerinde taşınmasını vb. işlemler önerir.
Bunun bir yere kadar faydalı bir işlem olduğunu reddetmek mümkün değildir. İlahi bir mesaj olan Kur'an ayetlerini okumak tabi ki şifaya katkıda bulunacaktır. Yalnızca büyü değil her türlü hastalıkta hastanın Kur'an okuması ve Allah'tan şifa dilemesi faydalıdır ve bu gerçek bilimsel olarak da ispatlanmışttır.
Ancak gel gelelim büyünün tedavisi için yalnızca Kur'an okumak yeterli bir işlem değildir. Bacağı kırılan birinin bacağının düzelmesi için dua edip Allah'tan yardım dilemesi çok faydalı olsa da, bu işlemi bir ortopedi uzmanına başvurup onun önerileri dinlendikten sonra yapılması gerekir. Akıl ve bilimi her zaman el üstünde tutan İslam, bunun en doğru davranış şekli olacağını bildirir.
Bu nedenle büyüye maruz kalmış kişinin öncelikle enerjetik olarak tedavi edilmesi, tedaviye ek olarak da Kur'an okuması ve bu beladan kurtulmak için Allah'a sığınması tavsiye edilmelidir.
Oysa ki genel uygulama zaten büyü sebebi ile büyük manevi sıkıntılar içinde kıvranan insanlara yüzlerce kez sure okutmaktır. Bazı yazarlar büyünün bozulması için haftalarca her gün 777 kez Felak ve Nas surelerinin okunmasını tavsiye ederler. 
Bu tavsiyeler hastanın hem bu ağır sorumluluğun altında ezilerek daha fazla hastalanmasına neden olur hem de sonuçta sıkıntılarının bir türlü çözüme kavuşmadığını gören hasta dinden, imanda, ilahi mesaj olan Kur'an'dan soğur.
Kur'an ayetleri her gün yüzlerce kez okumak için oldukça ağırdır ve bu dehşet verici tavsiyeye hastanın uyduğu durumlar da zaten çok nadirdir. Genellikle hasta ya bir - iki gün okur ve pes eder ya da hiç okumaya bile kalkışmaz.
Yapılması gereken, hastanın üzerindeki enerjinin düzeltilmesi (ki bu gerçekten özel bir uzmanlık gerektirir) ve hastaya Felak, Nas, İhlas surelerinin her gün yedişer (7) kez okunmasını tavsiye etmektir.
Büyü evrensel bir hadisedir ve büyüyü tedavi etme sürecini yalnızca Kur'an okumaya dayandırmak doğru bir davranış değildir. Sonuçta her dinden - ve hatta dinsiz - insanlar büyü sorunu ile karşı karşıya kalabilirler ve kalmaktadırlar. Müslüman olan hastaların tedavisi sırasında Kur'an'dan da faydalanmaları  en doğal haklarıdır. Ancak Kur''an bu anlamda "kesin şifa" sunan sihirli bir formül olarak değil, her müminin her sorununda yardım isteyebileceği ilahi bir kaynak olarak görülmelidir. Aksine bir hareket hem tedaviyi daha en baştan başarısızlığa mahkum eder hem de inancı sağlam olan insanların bile inaçlarının köküne adeta dinamit döşer. 
Kur'an'ın hiçbir ayetinde "büyünün bozulması için şu sure yüzlerce kez okunmalıdır" ya da "şu eylem büyüyü bozar" şeklinde bir beyan bulunmamaktadır. Ancak literatürü adeta işgal etmiş bulunan büyü bozma formüllerinin tümü - zaten hepsi birbirinden kopyalamıştır - ayetlerin defalarca okunmasını " tek çözüm" olarak göstermektedir.
Tekrar tekrar belirtiyorum ki, Kur'an her şeye şifa olabilecek üçtedir ancak aynı Kur'an insanlara akıllarını kullanmalarını, gerekli tedbirleri aldıktan sonra işleri Allah'a havale etmek gerektiğini defalarca belirtmiştir.
Burada tüm eski büyü bozma formüllerinin geçersiz olduğunu savunuyor değilim ve bunu söylemek için de bu konuda kör cahil olmak gerekir. Ne var ki enerjetik tedavi olmaksızın, hastaya sadece ayet okumasını önermenin pratikte hiç bir işe yaramadığını ve işleri daha da zorlaştırdığını bildirmek zorundayım.
Büyünün bozulması için gereken en önemli koşulu ise sona bırakmayı tercih ettim. Bu koşul, büyünün teşhisidir. Büyünün nasıl teşhis edilmesi gerektiği ayrıca işlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder